sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları

sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları

Ayrıca, işletmedeki ilgili kişilerin, bu şartlara ilişkin gerçeğe aykırı veya yalan beyanda bulunmaları halinde, haklarında kanuni işlem başlatılabilir. İşyerlerinin faaliyette bulunabilmesi için mevzuatta belirtilen şartlara ve iş alanına ilişkin ruhsata sahip olması gerekmektedir. İşyerinin sağlaması gereken bu şartlar ve ruhsat alınmasına ilişkin kurallar, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik’te ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İşyeri açmak ve faaliyetlerini sürdürmek isteyen işletmeler, tüm kriterleri eksiksiz sağlamak zorundadır. Aranan kriterlerin tamamını eksiksiz şekilde sağlanmaksızın yapılan başvurularda işyeri ruhsat talebi reddedilebilecektir. Diğer taraftan, hali hazırda çalışmakta olan bir işyerinde, sonradan mevzuata aykırılıklar tespit edilirse, idare tarafından belirli bir süre verilerek eksikliğin giderilmesi istenir. Verilen bu sürede eksiklik ve mevzuata aykırılıklar giderilmezse, işletmeler geçici olarak faaliyetten men edilebileceği gibi, bazı hallerde işyeri ruhsatı tamamen iptal edilebilir. MADDE 5 – Gerçek veya sanal reklamın makul ölçülerde ve futbol maçının bütünlüğünü muhafaza edecek şekilde kullanımının sağlanması esastır.Gerçek veya sanal reklam ibareleri  ve şekillerinin  spor anlayışına , ahlak ve adaba aykırı düşmemesi esastır. Özellikle alkollü içkiler , tütün mamülleri  , kumar yatırımları ile ilgili ,    politik , ırkçı veya dini içerikli  reklamlar  kesinlikle yasaktır.Gerçek veya sanal,  her türlü reklam alınması Federasyonun iznine tabidir. Reklamlara ilişkin sözleşmeler ve reklamların bir  örneği  7  gün öncesinden Federasyona gönderilir. OTONET, tarafından „Portal” dâhilinde düzenlenen periyodik anketlere cevap veren kullanıcılardan talep edilen bilgiler, OTONET ve işbirliği içindeki kişiler tarafından bu kullanıcılara doğrudan pazarlama yapmak, istatistikî analiz yapmak ve veri tabanı oluşturmak amacıyla kullanılmaktadır.

Maddeye göre; kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazı, çağrı üzerine gelen hükümlünün istemi üzerine, cumhuriyet başsavcılığınca her defasında bir yılı geçmemek üzere en fazla iki yıl süre ile ertelenebilir. Erteleme, hükümlünün güvence göstermesine veya uygun görülecek başka bir koşula da bağlanabilir. Terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler ile disiplin veya tazyik hapsine mahkum olanlar, infaz ertelemesinden faydalanamazlar. Bu yazı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun m.41’in birinci fıkrasının (e) bendi ve dördüncü fıkrasında öngörülen belirli suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet kararı ve buna bağlı olarak adli sicil kaydı bulunan kişilerin sürücü belgelerinin iptal edilmesi ile ilgilidir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesinde takdir yetkisi, belirli hallerle sınırlı olmak kaydı ile cumhuriyet başsavcılığının inisiyatifine bırakılmıştır.

Başsavcı ve başsavcılık itirazları, olağanüstü kanun yolu olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı henüz kesinleşmemiş kararlara, yani bozma kararlarına karşı da itiraz kanun yoluna başvurabilir. Ceza Dairesi (eski 16. Ceza Dairesi), 4 Şubat ve 27 Şubat 1997 tarihinde başlayan süreçte Hükümeti cebren devirme suçunun işlendiğine dair verilen mahkumiyet kararlarını onadı. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesinde düzenlenmiş olup, üç fıkradan oluşan bu hükmün her fıkrasının uygulama alanı farklılık göstermektedir. Maddenin ilk fıkrasında tahrik, diğer iki fıkrasında aşağılama fiillerine yer verilmiştir. Anayasa; yürürlüğe girdiğinde tüm sorunları çözecek bir metin olmadığı gibi, bazı zamanlarda sorunların artmasına, hatta içinden çıkılamaz hale gelmesine de yol açabilir. Nihayetinde; normlar hiyerarşisinin tepesinde olan anayasa, yazılı hukuk düzeninin kaçınılmaz bir ihtiyaca ve isteğe dayanan temel kaynağıdır.Bu öneri; sadeliği ve kısalığı ile ön plana çıkmakta, kişi hak ve hürriyetleri ile yönetim sisteminin çerçevesini, Başlangıç hükümleri ve toplam 23 maddede belirlemektedir. Bu yazımızda incelenecek olan hukuki sorun; ceza muhakemesinin kovuşturma evresinde yapılması zorunlu olan ve sanık için, hem bir hak ve hem de bir yükümlülük niteliği taşıyan sorgunun, sanığın talebi üzerine SEGBİS vasıtasıyla yapılıp yapılamayacağına ilişkParibahis yeni giriş.

Getirilen budeğişikliklerle yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcıların içerikten doğansorumluluğu da genişletilmiştir. Bu kapsamda yer sağlayıcı bakımından uygulanabilecek olantedbir erişimin engellenmesidir. Hukuka aykırı içeriğin çıkarılması esas olarakiçerik sağlayıcısının yükümlülüğü olup bu kapsamda erişim ve yer sağlayıcılarınyükümlülüğü ikincildir. Bununla birlikte yer sağlayıcının içeriği yayındankaldırması doğrudan haberleşme hürriyeti ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasısonucunu doğuracağından ve içeriğin çıkarılması/erişimin engellenmesi kararlarıtehlikenin önlenmesi bakımından hızlı alınıyor olsa da bu kararlara itirazedilmesi halinde verilen kararın hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesineilişkin oldukça uzun bir yargılama süreci yaşanmaktadır. Verilen idari tedbirniteliğindeki erişim engellenmesi veya içeriğin çıkarılması kararlarına karşıidari yargıda dava açılacak, uygun sonuç alınamaması halinde AnayasaMahkemesine bireysel başvuru yapılacaktır. Bu sürecin ortalama on yıla yakınbir süre alacağı öngörülebilir. Ayrıca 5651 sayılı Kanun’da sosyal ağ sağlayıcılara yönelikçeşitli yaptırımlar öngörülmüştür. Bu yaptırımlar arasında idari paracezalarının yanı sıra reklam alma yasağı ve bant genişliği daraltmayaptırımları da bulunmaktadır. Maddesinde idari ve adli cezalararasında bir ayrım yapılmadığından, idari para cezaları da bu maddede öngörülenilkelere tâbidir. Maddesinin birinci fıkrasında, “Kimseişlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayıcezalandırılamaz.” kuralına yer verilerek “suçun kanuniliği”, üçüncü fıkrasındaise “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.”kuralına yer verilerek “cezanın kanuniliği” ilkesi benimsenmiştir. Anayasa’daöngörülen suçta ve cezada kanunilik ilkesi, insan hak ve özgürlüklerini esas alanbir anlayışın öne çıktığı günümüzde, ceza hukukunun da temel ilkelerindenbirini oluşturmaktadır.

Bu yazının kaleme alındığı tarihte Birleşik Krallık vatandaşlarını aşılamaya başlamış, diğer ülkelerde bu yolda önemli mesafeler kat etmiş olup, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı da aşı ithali ile ilgili girişimlerde bulunmuştur. “Hükmün kolektif verilmesi” ilkesinin parçası olan ve yargı sistemimizin süjelerinden avukatın kamu hizmeti gördüğü ve Türk Milleti adına gerçekleştirilen yargılamaların bir parçası olduğu tartışmasızdır. Ülkemizde gün geçmiyor ki; geçici, kalıcı ne sorun varsa çözebilmek için reform çağrıları yapılmasın, kimisi samimi, kimisi gerçek gündemi örtmek veya ötelemek, kimisi safları sıklaştırmak için, ekonomide, hukukta, yargıda, adalette değişim rüzgarları estiriliyor, peki işe yarar mı? Şimdi de pek yakın zamanda değişen Anayasanın yeniden kısmen veya toptan değiştirilmesi tartışmaları başladı. İşlenmemiş altın ithalatı ve ihracatı, ülkemiz için önem taşıyan iktisadi faaliyetlerdendir. Altın ; hukuk düzenimizce ithali, yani yurtdışından getirilmesi veya getirtilmesi yasak madde ve madenlerden değildir.

Bu nedenlekural Anayasanın sözü edilen maddelerine aykırıdır. Kuralın uygulanması durumunda yer sağlayıcının internetsitesinde kamuya açık olarak paylaşmış olduğu elektronik posta veya diğeriletişim araçlarına yapılan tebligatın muhatabı olan yer sağlayıcıya gidipgitmediği, muhatabına ulaşıp ulaşmadığı, ulaştı ise içeriğine ne zaman vakıfolduğu, tebligatın tebellüğ yetkisine sahip olanlarca alınıp alınmadığımuallakta kalacaktır. Bu kapsamda geçerli tebligatlara bağlanan süreler vesüreçlerin bu vasıtalar ile yer sağlayıcı için geçerli olmak üzere yapılantebligat ile sağlanması hukuki güvenliği sarsmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.91’de düzenlenen ve CMK m.90’a göre yapılan yakalama sonrasında cumhuriyet savcısının kararı ile kişinin geçici süre hürriyetinden mahrum bırakılmasına “gözaltı” denilmektedir. Madde incelendiğinde; yakalamanın suçüstü halleri ile sınırlı tutulduğu, kolluk tarafından gerekli tedbirler alındıktan sonra yakalanan kişiye yasal haklarının bildirilmesinin öngörüldüğü ve suçüstü hali ile sınırlı yakalama sonrasında kolluğun cumhuriyet savcısına bilgi verip emri doğrultusunda işlem yapmasının düzenlendiği görülmektedir. Madde uyarınca yakalananlar hakkında tatbik edilebilecektir.6 Mart 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanunun 6. Maddesi ile değişik CMK m.91/2’ye göre, “Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır”. Şu an için gözaltı tedbiri yetkisi cumhuriyet savcısına bırakılmıştır. Kamuoyunda “İç Güvenlik Paketi” adı bilinen yasa çalışmasında, gözaltı tedbirini uygulama yetkisinin istisnai olarak kolluk amirine de verilmesi amaçlanmaktadır. Cumhuriyet savcısının yanında, önleyici veya adli kolluk sıfatıyla kolluk amirine bireyi gözaltına alma yetkisinin tanınmasının ne getireceğini, bu yetkinin kötüye kullanılıp kullanılmayacağını ve sonuçlarını bu yazıda tartışmayacağız. Konumuza dönecek olursak; bir veya iki şüphelinin işlediği iddia edilen suçlarla gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren 24 saati geçemez ve yol süresi de 12 saatten fazla olamaz. Belirtmeliyiz ki, burada öngörülen yol süresi yakalanan kişinin yakalama yerine en yakın hakim veya mahkeme önüne çıkarılması zorunluluğunu öngörmez.

  • Bu açık bir şekilde hakkın özüne dokunan bir müdahaledir.Çağdaş demokrasiler, demokratik hukuk devletlerinde hak ve özgürlüklerin engeniş şekilde sağlanıp güvence altına alındığı rejimler ise, haklara müdahaleeden kuralların anılan nitelemeye uygun biçimde dar yorumundan kaçınarakdeğerlendirilmesi gerekir.
  • Nitekim böyle birveri yerelleştirme zorunluluğu serbest ticaret kurallarına da aykırılık teşkiledebilecektir.
  • Söz konusu tüm talepler tnt.com üzerinden ya da TNT müşteri hizmetleriyle iletişime geçerek bildirilmelidir.

Milyonlarca sosyal medya kullanıcısı haberleşme,ifade, bilim ve sanat ve basın özgürlüklerinden fiilen yararlanamaz halegeleceği gibi sosyal medya üzerinden ticari faaliyetlerini sürdürenişletmelerin faaliyetlerini de sekteye uğratacak ve ekonomik krizi daha daderinleştirecektir. Hakları ihlal edilenlerin başvurabileceği hukuk yolu daöngörülmemiştir. Doğacak ve giderilmesi olanaksız zararları önlemek amacıylaantidemokratik niteliği açık olan ve başta ifade özgürlüğü olmak üzere çoksayıda temel hakkı ihlal eden yasanın yürürlüğünün durdurulmasına ivedi şekildekarar verilmesi gerekir. Maddenin üçüncü fıkrasında Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazlaolan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılar Kanun’un 9. Ve 9/Amaddeleri kapsamındaki içeriklere yönelik olarak kişiler tarafından yapılacakbaşvurulara, başvurudan itibaren en geç kırk sekiz saat içinde olumlu ya daolumsuz cevap vermekle yükümlü kılınmış ve bu kapsamda verecekleri olumsuzcevapların gerekçeli olacağı belirtilmiştir. Aynı maddenin altıncı fıkrasındaise bu yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya beş milyon Türklirası, idari para cezasının Başkan tarafından verileceği hükmü yer almaktadır. İdari tedbir olarak uygulanan içeriğin çıkarılması kararınınyukarıda belirtilen temel haklara ağır bir müdahale teşkil ettiği açıktır.İçeriğin çıkarılması halinde içerik tamamen ortadan kaldırıldığındansoruşturmanın takipsizlikle ya da yargılamanın beraatla sonuçlanması halindeiçeriğin tekrar yayınlanması mümkün olmayacaktır. Kaldı ki erişiminengellenmesi ile elde edilemeyen bir sonucun içeriğin çıkarılmasıyla eldeedilmesi de söz konusu değildir. Suç oluşturduğu ileri sürülen içeriğin erişimeengellenmesi ile istenilen kamu yararı amacı gerçekleştirildiğinden daha ağırsonuçlar doğuran içeriğin çıkarılması tedbirine yer verilmesi gereklilikunsuruna aykırılık oluşturduğundan ölçülü değildir.

Suçşüphesi altında bulunan kişiye ilişkin olarak çeşitli adli ve idari tedbirlerinalınmasına anayasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak öngörülen tedbirin cezayargılaması süreciyle bağlantılı olarak yürütülen geçici bir tedbir niteliğindeolması gerekir. Ceza yargılaması sürecinden tamamen kopuk olarak uygulanan venihai nitelik taşıyan tedbirler, kişinin ceza mahkemesi kararından önce suçlumuamelesi görmesi sonucunu doğurduğundan masumiyet karinesini zedeler. Anayasa’nın anılanmaddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynıolanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitliköngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı; aynı durumda bulunan kişilerin kanunlarkarşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, kişilere ayrım yapılmasınıve ayrıcalık tanınmasını önlemektir.

0 replies

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Dodaj komentarz

Twój adres e-mail nie zostanie opublikowany. Wymagane pola są oznaczone *

Możesz użyć następujących tagów oraz atrybutów HTML-a: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>